Bilindiği üzere sağlık çalışanlarının iş yükü her geçen gün artarak devam etmektedir. Bunca iş yüküne rağmen çözüm bekleyen onca sorun, sağlık çalışanlarının motivasyonunun düşmesine sebep olmaktadır.
Sağlık sistemi içerisinde iş yükü ve çalışma şartları en ağır olan meslek gruplarından bir tanesi hiç şüphesiz ki hemşirelik mesleğidir. Fazla mesai, iş ortamının yoğunluğu, sorumluluk sahasının genişliği, gün aşırı nöbetler, mobbing, şiddet vb. konular hemşirelik mesleğinin icrasını her geçen gün zorlaştırmakta ve hizmet kalitesini düşürmektedir. İstenmeyen ve hoş karşılanmayan bir durum olsa da tüm bu gerekçeler dönem dönem ve münferit olarak hasta ve yakınlarına olumsuz olarak yansıyabilmektedir. Hangi meslek grubunda olursa olsun saygı kurallarını aşmadığı ve şiddete meyletmediği sürece hizmet almaya gelen vatandaşa kötü muamelede bulunmak asla kabul edilemez.
Geçtiğimiz günlerde Araklı Bayram Halil Devlet Hastanesinde bir hemşirenin hasta yakını ile yaşamış olduğu iddia edilen münferit bir olay bütün sağlık çalışanlarına ve sağlık camiasına genellenerek yerel bir gazete köşesine taşınmak suretiyle haber yapılmıştır. Söz konusu haberde sağlık çalışanlarının kendilerini hastanelerin sahibi gibi gördüğü ve hastalara sürekli olarak had bildirmeye çalıştığından ve bunun bütün sağlık camiasında yaygınlaştığından bahsediliyor.
Sağlık çalışanları hastaneleri kendi malı gibi sahipleniyor doğrudur. Öyle olmamış olsa bir sağlık çalışanı aylık 200 saatlere varan fazla mesaiyi nasıl yapabilirdi. Evde evladının bile bakamadığı bir anneye aylarca hastanede en iyi şekilde nasıl hizmet edebilirdi. Eşinden, çocuklarından velhasıl ailesinden çaldığı zamanı hastanede nasıl geçirebilirdi. En önemlisi kendisine şiddet uygulayan, hakaret eden, hatta had bildirmeye çalışan kişilere yeniden nasıl hizmet edebilirdi. Sağlık camiası had bildiren değil, insanoğlunun dünyaya gözünü açtığında ilk gördüğü, son nefesini verirken de son olarak göreceği, bu zaman zarfında ise en zor zamanlarda yanında olan ve haddini bilen yüzbinlerce kişiden oluşan onurlu bir camiadır.
Ağırlıklı olarak sosyal medya olmak üzere dönem dönem yazılı ve görsel basında sağlık kurumlarına ve çalışanlarına yönelik asılsız, çarpıtılmış ve maksadını aşan haberler vatandaşların sağlık camiasına ve sağlık çalışanlarına bakışını olumsuz yönde etkilemekte ve hatta şiddete meyletmesine sebep olmaktadır. Bu gibi olaylar karşısında sağlık çalışanlarını sosyal medyaya malzeme yapmak veya medya gücünü kullanarak haber yapmak çözüme hiçbir katkı sunmamaktadır. Kaldı ki bir kamu görevlisinin yapmış olduğu münferit hatayı bütün meslek grubunun aslında aynı olduğu ve hatta sorunun bu meslek grubunun genelinde var olduğu izlenimi oluşturularak haber yapılması büyük bir talihsizliktir.
Herhangi bir kamu görevlisinin işlemiş olduğu bir suç veya göstermiş olduğu uygunsuz davranış için izlenmesi gereken yol bellidir. “Had” bildirmekle suçlanan bir camiaya medya gücünü kullanarak “had”dini bildirmeye çalışmak ayrı bir talihsizliktir.
Bu tür haberleri yapan ya da köşesinde yazanlar; bir sorunun tespiti ve çözümü için veya kamu adına bu görevi yerine getirmek maksadıyla yazdıklarını söyleyebilirler. Bizim bu kişilerden beklentimiz; öldürülen, dövülen, yaralanan, hakarete uğrayan sağlık çalışanlarının da haklarını savunmaları, yaşanan her şiddet olayından sonra sağlık çalışanlarının yanında yer almalarıdır. Aksi halde bu kişilerin davranışlarını iyi niyetten uzak, bir meslek grubunu karalamaya yönelik bir davranış olarak göreceğiz.
Bu vesile ile, söz konusu köşenin yazarını ve yazının yer aldığı gazeteyi sağlık çalışanları ve sağlık camiasından özür dilemeye davet ediyorum.
Şube Başkanı
İdris AYDIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder